Röportaj: Fatma YÜKSEK
Kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Rahme Soyadım Oran. 1995 doğumluyum. Doğu Akdeniz üniversitesi (paramedik) mezunuyum. Turizm hemşireliği yapıyorum. Ama şuan da covid-19 pandemisinden dolayı Yakın Doğu Üniversitesi hastanesinde acil serviste görev yapıyorum.

Mesleki Yeteneklerinizden bahseder misiniz?
Bir sağlık görevlisi olarak öncelikle sağlıklı olmak, daha sonra iletişim becerimin yüksek olması, hızlı ve pratik ayrıca doğru karar verebilme, çoğu zaman sakin ve dikkatli olabilmek ve muhakkah olması gereken yeteneklerden biride empati olmasını söyleyebilirim.. (başkasının acısı hissetmek)

Meslekte Zorlandığınız şeylerden bahsedebilir misiniz?
En fazla zorlandığım konu şuan için söylüyorum; Yoğun ve yorucu olması. İş yükümüzün fazla olması. Ve gelen hastalara karşı duygusal yıpranma ve bende fazlası ile bulunan.. ayrıca hayatımız parçası olan hastalık, kan, üzüntü ve ölüm bunlar ile yaşamak..
Bu meslekte olduğunuz için mutlu musunuz?
Mesleğimi aşk ile yapıyorum. Gayrette mutluyum. Mesleğimiz için insan hayatına dokunabilmenin ve onlara defalarca yaşama şansı vermenin mutluluğu diye bir şey var. Mesleğimi lakıyla yapmanın ve insanlara faydalı olmanın verdiği gururla eve dönebilmeyi hissettirmek isterdim şuanda..
Mesleğinizin zorluğu var mıdır? ve meselecinizi önerir misiniz?
Öncelikle yaptığımız bu mesleğin çok zor bir o kadarda kutsal olduğunu söylemek isterim. Hiç tanımadığınız bir insan için verdiğiniz savaş..
Dil, din, ırk ayırt etmeksizin herkese eşit davranabilecek sorumluğu ve iradeyi kendinde bulan tüm arkadaşlarıma önerebilirim.

Covid -19 pandemisi ve turizmde bulduğunuz ilk vaka için neler söyleyebilirsiniz?
Öncelikle dünyamızı etkisi altına alan covid 19 pandemi adamıza er yada geç gelecekti . Bu durumdan kaçınılmak imkansızdı. Çünkü adamız gelirinin büyük bir dilimini turizm sektöründen kazanıyordu. Dünyanın farklı yerlerinden adamızı ziyarete gelen turistlerin adamıza olan ilgileri 12 ay devam etmektedir. Adamızın sessizliği, huzuru, sıcağı ve tarihi...
İlk pandemi vakası için ise; Asırlardır aralarda çıkan pandemik salgınlar defalarca insan hayatını olumsuz etkilemiştir. Bir sürü hastalık gelip geçmiştir. Ama COVID -19 u birebir yaşamış kişi olarak şunu anlatmam gerekirse; Soğuk algınlığı şikayeti ile otelimizin sağlık kabinine gelen alman turistimiz. Popilitesi artan bir pandemi olduğu için kendi içimizde çeşitli önlemler alınmıştık. Alkol, eldiven, maske kullanımına sıklık getirmiştim. Misafir hastamız için covid 19 şüphesi konulup bağlı bulunduğum hastaneye gereken bilgileri verdikten sonra 112 aranıp hastanın alınması için bilgimizi verdik. Sabah saatlerinde test sonucu açıklandı.(pozitif) hayatım boyunca negatif olabilmeyi hiç bu kadar istememiştim. Şimdi bizi sabır bekliyordu. Karantina süresi.. ne kadar korkutucu gelse de 15 +7 izolasyonumu sağlamam gerekiyordu. En çokta başka birini enfekte etmekten korkuyordum. 9. Gün kontrol amaçlı testimi yaptım. Sonuç negatif olması içimizi bir nebze olsan rahatlattı. Beklemek zordu. Çaresizce beklemek!!!
Otel işletmemiz sağlık konusunda hassas ve bir o kadarda ilgili olduğu için kendi içinde bir takım önlemler aldı. Pandeminin yayılmasını önlemesinden dolayı otel yönetimine teşekkürlerimi sunuyorum. Gönderilen ilk vakanın iyi olup ülkelerine dökmesini sağlayan meslektaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Otel yönetimi ve otel çalışanları otelde konaklayan 800 kişinin sağlıklı ,mutlu ve huzurlu bir şekilde ülkelerine gönderildiler.. Otel misafirlerine huzurlu ortam yaratan personel arkadaşlarımın güzel kalplerinden öpüyorum.
Röportajıma son verirken çok sevdiğim değer verdiğim bir arkadaşımın bu süreçte kendine moral motive edindiği bir sözle bitirmek isterim ‘Tepenizde kara bulutlar olsa dahi gökyüzünün maviliğinden şüphe etmeyiniz...’