Günlerden Pazar….. ve ben kendime yoğun bir haftanın ardından zaman ayırmayı tercih ettim. tercihimi  film  yönünde kullanma kararı aldım.lullaby filmimizn adı gerçekten etkilendiğim kendime bir şeyler çıkardığım çok güzel ve başarılı bir film. andrewlevitasın yönetmenliğini yaptığı filmin özeti kısaca şöylelos Angeles ta varlıklı bir yaşam süren aile baba kanser yaşam destek ünitesine bağlı.avukat bir kızı yılar önce ewi terk etmiş müzisyen bir oğlu var. Baba yaşam destek ünitesini sonlandırmayı seçmiş. Son isteği hastahane de güzeller güzelli eşi  ve çocuklarıyla son bir gün geçirmek.bir ölüm klasiği olarak değerlendirdiğim pişmanlıklar.keşkeler  su yüzüne çıkıyor.aile kavramının önemi ortaya çıkıyor.

Aile olmak bence bambaşka bir şey dışarıda kar yağarken eline sıcak bir çay almak gibi… Sıcacık bir şey güven verici bir şey. Çoğumuz annelerimizle babamızla neden yokken tartışır kalplerini kırarız. Bir yandanda o yetimhanedeki çocukların annelerini hiç görmediği halde duvarlara anne diye yazdığını düşünün. Elimizde olan yanımızda olan şeylerin değerini bilmeliyiz.kaybedince değerini anlayanlardan olmamalıyız. Aileniz için yapıcağınız hiçbirşeye üşenmeyin…

Ölümlü olduğumuzu biliyoruz değilmi  ama ne kadar vaktimiz olduğunu  bilmiyoruz.sarılırken bile onlara düşünüyoruz.yada çoğumuz  yoğun yaşam temposundan vakit bile ayıramıyoruz küçücük şeylere. Kalkın onlar için bugün bir şeyler yapın kahvaltı hazırlayın onlara yada güzel bir akşam yemeği yada gidin sebepsiz yere sarılın öpün onları unutmayın diğer dünyaya yolculuğumuzun ne zaman başlayacağını bilmiyoruz. Pişman olmamak keşkeleri azaltmak için harekete geçin.yazımı filmde çok etkilendiğim bir sahneyle sonlandırmak istiyorum. Film kanser hastalarının olduğu bir bölümde geçiyor.14 yaşında mezuniyet balosu hayalı kuran ama kanser tedavisinden dolayı  baloya gidemeyen küçük kızın hayalini gerçeleştirmesi. Babası için hastaneye gelen adamın kızla etta James in only time willtell eşliğindeki dansı. Kaçırmayın.:)güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle……