Merhaba :) 1989 yılında Güzelyurt’ta doğdum. Kıbrıslıyım, burada yaşıyorum ve adamızın gelenekleri ve kültürüyle yetiştirilmiş tam bir Kıbrıslı anne babanın kızıyım. Kendi isteğimle, kişisel gelişimim ve mesleki gelişimime katkı sağlaması amacıyla, ada dışında aldığım kısa zamanlı eğitimlerin dışında, bütün eğitim hayatım bu adada geçti. Yakın Doğu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunuyum. Çalışıyorum , aynı zamanda nefesim dediğim müziğimi icra ediyorum. :)

  

Müzik hayatımda hep vardı, kendimi bildim bileli müzikle içiçeyim. Müziğe aşık olan , değer veren aynı zamanda çeşitli müzik aletleri çalıp, her fırsatta şarkılar söyleyen bir aileden geliyorum. Küçüklüğümde babama eşlik ederdim, o sazını çalıp söylerdi, susar ben devam ederdim. Annem devam ederdi. Bana müziği kesinlikle onlar sevdirdi. :) müzik hayatına ise okul yıllarında, okuldaki her koro ve orkestraya dahil olup, arkadaşlarımla birlikte etkinliklere katılarak başladım, fakat cesaretimi toplayıp da bunu sahnelere taşımam, üniversiteden sonra oldu.

  

İlkokulda babam bana çok havalı bir org almıştı, tabi okulda öğrendiğimiz basit enstrümanları çalmanın dışında bu benim ilk müzik aletimdi diyebilirim. Ben büyüdükçe ve igim çoğaldıkça bana alınan orglar da gittikçe büyümeye ve havalı olmaya başlamıştı :) hatta ortaokulun ilk yıllarında boyumdan büyük bir taneyi zor taşıyordum. Şu an yeterli seviyede olmasa da piyano çalabiliyorum, gitarım var ama henüz çalamıyorum :) fakat işimi kolaylaştırabilmesi için yenile ukulele merağım oldu şu an çok başındayım. Sanırım ben çalmak için değil şarkılar söylemek için doğmuşum :) ama yine de enstrüman çalma konusunda kendime kafa tutuyorum.

‘’NEFES’’  :) Olmazsa olmazım, tüm hayatım. İyi günüm, kötü günüm, kahkaham, gözyaşım. Her düştüğümde ayağa kaldıranım, en iyi dostum.

   

Albüm değil de 2016 yılında bir single çalışmamız oldu. Yeni kayıtlar da yaptık fakat henüz piyasaya çıkarmadık. Doğru zamanda , doğru işler yapılmalı. Evet yaşadığım bazı şeylerden dolayı ertelediğim işlerim var müzikle ilgili fakat buradan da müjdesini vermiş olalım, yakında dinleyicilerimize bazı sürprizlerimiz olacak 

  

Sanatçılar herşeyden önce bir toplumda örnek kişilik temsil eden şahıslar olmalıdır. Kendisine, toplumumuna, o ülkede yaşayanlara fayda sağlayacak, duyarlılık gösterecek, vurdumduymaz olmayacak, yaptıkları ile ağzından çıkanlarla, duruşuyla örnek olabilen bir kişi olmalıdır. İcra ettiği sanatı ne olursa olsun, bir sanatçı duruşu ve örnek kişiliği ile o toplumun aynası olduğu bilincini taşımalıdır. Sanatçılar göz önünde olan kişilerdir ve bence amaçları sadece göze kulağa hitap etmek değil; insanların kalp ve vicdanına  dokunabilmeleri de  önemlidir. Sanatçılar yapıları gereği zaten duygusal insanlardır. Bu değerlere zaten sahiptirler, sahip de olmalıdırlar. Aksi halde her okuma yazma bilen öğretmen olurdu. :) 

  

Ülkemizde bu gibi terimlerde yaşanan bir anlam kargaşası var bence. Günlük hayatımızda kullanırken hepimiz bunu yapıyoruz. Kalıplaşmış bazı şeyler oluştu çünkü dil bilgimizde. Sanatçı, müzisyen, şarkıcı.... vs gibi terimler hepimiz için kullanılıyor. Tabiki bana göre sanatçı ve müzisyen arasında fark vardır. Sanatçı olabilmek için herşeyden önce üretmeniz gerektiğini düşünüyorum. Sadece müziğinizi yapmak yeterliymiş gibi gelmiyor bana. Sanırım bu yüzden ‘’sanatçı’’ olarak anıldığımda önce bir duraksıyorum. :)
   

Bazı kesim ikisini birbirinden ayırmıyor. Sadece icraya bakıyor. Evet sahnedeki parçaları icra ediyoruz. Yani yorumluyoruz. Ve herkesin yorumu kendine özgüdür, farklıdır. Bu gerekçeyle  sanatçı ile müzisyeni birbirinden ayırmıyorlar. Ben de bu konuyu hep düşünmüşümdür. Sanırım ilkine daha yakın düşüncelerim var. :)

  

Bu soruya şu şekilde cevap verebilirim sanırım. Kendini dev aynasında görenlerden hiç olmadım ve bu tarz kişilerin yanından da hep uzaklaştım. Benim profesyonel bir müzik eğitimim yok, eğitimini alan kişiler kadar teorik olarak da bilgim olmaması muhtemeldir. Ve benden çok eskiler var , hatta yaşı benden küçük olup da daha çok tecrübesi olan kişiler vardır. Ben sadece mutlu olduğum, heyecanlandığım, keyif aldığım ve keyif verdiğim şeyi yaptığım sürece inanın bana kendi dünyamda en mutlusu benim. Tabiki ilerisi için düşündüğümde çok daha büyük işlerde, projelerde, binlerce kişilik sahnelerde , çok satan albümler listesinde görmek istiyorum kendimi. Ve bir gün başaracağımı biliyorum. :)

   

Sahnedeki her anım duygusal inanın, her şarkıda mutlaka yaşıyorum o duyguyu, gözüme çarpan ufacık bişeyde dahi, benimle ya da dinleyicilerle ilgili olsun, o duygusal anı unutmuyorum ve etkileniyorum. Güzel çok anım oldu en kötüsünü de yaşadım. Vefat haberi aldım, ki bunu sanırım pek konuşmak istemiyorum. Çok kötü bir deneyim oldu benim için. Hala silmeye çalışıyorum etkilerini. Aklıma gelen güzel bişey var onu paylaşayım sizinle, babamın hayatta olduğu son doğum günü gecesi malesef sahnem vardı ve ben yanlarında değildim. Ertesi gün kutlayacaktık. Babama söylediğim de bir şarkı vardı, hemen hemen her sahnemde en önde dinlerdi beni. Bilirsiniz ’’Bana bir masal anlat baba’’....


    

O gece babam programda değildi ben de bayağı uzaktaydım. Mağusa’daydım. O şarkıya başlamadan önce dinleyicilerden rica ettim. Bugün babamın doğum günü ve ben yanında değilim, sizlerleyim. Şu an hepinizin önünde babamı arıyorum ve lütfen bu şarkıyı ona hep birlikte söyleyelim dedim. Sağolsunlar kırmadılar,hepsi katıldı. Bayağı da kalabalık vardı mekanın içi dışı doluydu. Babam ‘’alo’’ dedi ve hep birden şarkıyı söylemeye başladık. Çok duygusal anlardı, kamerayı açanlar vardı ve babamın hoparlörden duygu dolu sözleri ve ağladığı duyudu, tabiki mutlu olduğu için... O anı ömrüm boyunca hiç unutmayacağım. Keşke o güne geri dönebilseydim.

   

Yukarıda da belirttiğim gibi, hep daha iyisi, daha büyüğü... Yurt dışı... 

Hayal dünyam çok geniştir koç burcuyum :) hayal edebileceğim ve ettiğim ne varsa gerçekleştirmek istiyorum. Daima daha ileriye :) Tabiki adım adım ve doğru stratejilerle, doğru zamanda .

    

Tabiki var ;) Soru sadece buydu değil mi :)

Genellikle kadın seslerini daha çok seviyor ve dinliyorum. Mesela kesinlikle bir Sıla hayranıyım. :) 

Bu arada ülkemizde de beğendiğim, takdir ettiğim arkadaşlarım var. Çabalayan ve kesinlikle hakkını veren. :)

     

Öncelikle kendilerine sağlıklarına çok dikkat etmelerini söylemek isterim. Dünyayı saran bir pandemi ile karşı karşıyayız, biliyorsunuz. Sevdiklerimizi ve kendimizi düşünerek hareket edelim. Hijyen kuralları, maskelerimiz ve sosyal mesafemiz çok önemli. Tedbiri elden bırakmasınlar dilerim.

   

Daha sonra ise, büyük küçük herkese, bol kahkahalı, mutlu, bol müzikli günler temenni ederim. Hangi şeyi yapmaktan zevk ve haz alıyorlarsa ona sıkı sıkı sarılsınlar, hiç bırakmasınlar isterim. Gülümsesinler, gülümsetsinler, bir tebessümün açamayacağı hiç bir kapı olamaz çünkü, önce insanı sevelim.
   

Son olarak da bize vakit ayırdıkları için teşekkür ederim, röportajımızı buraya kadar okumuşlarsa bu teşekkür de yerine gidecektir, hepinizi seviyorum. :)